Neden Adil Geçiş?

Adil geçiş nedir?

Adil geçiş kavramı ilk olarak 1970’lerde sanayi kaynaklı çevre ve sağlık sorunlarına dikkat çekilen işçi hareketleri ile gündeme geldi. 1990’lara gelindiğinde kavram, ABD’de çevre mevzuatı ve kontrollerinin sıkılaşması ve hükümetin kirletici sanayilere yönelik önlemleriyle, işçi sendikaları çevre korumayı desteklerken istihdamın kaybolması riskine karşılık işçilere destek programı oluşturulması talebiyle yeni bir boyut kazandı. Amaç, kirletici sektörlerde çalışan işçilerin ve toplulukların işlerinin ve gelirlerinin korunması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sağlıklı bir çevrede yaşama imkanlarının sağlanmasıydı.

2000’lerin ortasından itibaren, adil geçiş taleplerinin küresel ölçekte yayılması, özellikle Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) başını çektiği daha organize ve kapsamlı girişimlerle hızlandı. 2010’ların başından itibaren adil geçiş, sivil toplumun farklı aktörleri tarafından sahiplenilen aynı zamanda uluslararası iklim siyasetinde ana akımlaşan bir kavram hâline geldi. 2015’te Paris’te düzenlenen, dünya iklim siyasetinin yol haritası niteliğinde olan Paris Anlaşması’nın imzalandığı COP21, adil geçiş için de bir dönüm noktası oldu. Adil geçişe işaret eden “ulusal düzeyde tanımlanmış kalkınma öncelikleri doğrultusunda, iş gücünün adil geçişi ile insana yakışır ve nitelikli işler oluşturmanın gerektirdiği şartları dikkate alınması” ifadesi Paris Anlaşması’nın giriş bölümünde yer aldı.

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu, adil geçişi en yalın hâliyle “düşük karbonlu ekonomiye geçerken işçilerin ve topluluklarının geleceğinin ve geçiminin güvence altına alınması” olarak tanımlıyor. Daha detaylı olarak bakıldığında, adil geçişi iklim değişikliğini önlemeye yönelik sıfır emisyon politikalarının uygulandığı, faydaların ve maliyetlerin hakkaniyetli biçimde dağıldığı, yeşil ve insanlık onuruna yakışır işlerin yaratıldığı, yoksulluğun ortadan kaldırıldığı ve işçilerin (ve toplulukların) sağlam ve dayanıklı kılındığı bir ekonominin ve toplumun inşa süreci olarak görüyor.

Benzer biçimde Uluslararası Çalışma Örgütü de (ILO) adil geçişi “emek hareketinin düşük karbonlu ve iklim değişikliğine dayanıklı bir ekonomiye geçişteki zorlukları kavramasına yarayan, kamu politikası ihtiyaçlarına işaret eden ve dönüşüm içerisindeki işçiler ve topluluklar için faydaları maksimize ederken yükleri minimize eden bir kavramsal çerçeve” olarak tarif ediyor.

İklim ve çevre alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri koalisyonu olan Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) da adil geçişi, toplumsal bir perspektiften ele alan bir vizyon öneriyor. Bu vizyona göre adil bir dönüşüm için toplum geneline sağlam bir çevresel ve toplumsal dayanıklılık temeli inşa edilmesi gerekir. Bu temel, daha yüksek refah için ortak fırsatları değerlendirerek yalnızca hâlihazırda karbon emisyonu yüksek işlerde çalışan veya çevreci işlerde istihdam edilecek olanlar için değil, toplumun tamamı için olanaklar yaratılmasını sağlayacaktır.

Dünyadan adil geçiş örnekleri

Polonya

Polonya’nın kömür madenleri ve termik santralleriyle kaplı Doğu Wielkopolska’da 4000’den fazla kişi kömür sektöründeki işlerde çalışıyor. Kömürden elde edilen enerjinin kârlılığının düşmesi, işsizlik, çevre tahribatı gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle bölgede kömürden 2030’a kadar çıkılacağı ilan edilirken 2040’a kadar da net sıfır hedefine ulaşılması kararlaştırıldı.

Bu hedefler doğrultusundaki çalışmalar yerel hükümetler, düşünce kuruluşları, STKlar, sendikalar ve yerel iş dünyasının görüşlerine dayanan “Doğu Wielkopolska Bölgesi İçin Adil Geçiş” isimli eylem planı kapsamında yürüyor. Bölgede döngüsel bir ekonomik modeli oluşturmaya amaçlayan plan yeni işlerin yaratılması, yeni vasıflar edindirme, kentsel ve kırsal alanların canlandırılması gibi istihdam sağlayıcı programların yanı sıra yoksulluğun azaltılmasına, işçilerin ve yöre insanlarının sağlık sorunlarının giderilmesine yönelik eylemleri içeriyor.

İspanya

İspanya, 2020 itibarıyla çalışmakta olan toplam 14 kömür termik santralini 2020’lerin ortasına kadar kapatarak kömürden enerji üretimini sonlandırmayı hedefliyor. İspanya, bu hedefine bağlı olarak adil geçiş planını da gerçekleştirme çabasında. ILO ilkelerinin temel alındığı İspanya’nın Adil Geçiş Stratejisi; Adil Geçiş Enstitüsü, danışma konseyi gibi kurumların oluşturulmasının yanı sıra Kömür Madenciliği ve Termik Santrallerin Kapatılması için Acil Eylem Planı’nı da içeriyor. Plan finansal destek, iş geliştirme ve işe yerleştirme planı, mesleki eğitim, bölgesel adil geçiş planlaması gibi farklı unsurları barındırıyor.

2021 yılında İspanya Hükümeti, sendikalar ve enerji şirketleri arasında imzalanan “Termik Santrallerde Adil Enerji Geçişi Anlaşması: İşler, Endüstri ve Bölgeler” isimli anlaşmayla kapanacak her bir santral için adil geçiş planlarının yapılması kararlaştırıldı. Taraflar bu bölgelerde mesleki eğitimlerin verilmesi, ekonominin çeşitlenmesi, yatırım planları ve yenilenebilir enerji üretiminin geliştirilmesi konularında iş birliği yapma kararı aldı.

Türkiye

Henüz kömürden çıkış takvimi açıklamayan Türkiye’nin, kömür bölgeleriyle ilgili herhangi bir adil geçiş programı bulunmuyor.

Kömürün Ötesinde Milas

Kömürün Ötesinde Milas rapor ve internet sitesi İklim İçin 350 Derneği ve Avrupa İklim Eğlem Ağı (CAN Europe) tarafından hayata geçirilmiştir. Daha fazla bilgi için “Biz Kimiz” bölümünü ziyaret edebilirsin. Site içinde yer alan bilgiler ve materyaller yaygınlaştırılabilir.
FacebookTwitter